--> Wim Vandekeybus'tan Roseland | Ahtapot

Wim Vandekeybus'tan Roseland

Wim Vandekeybus'un Roseland'ı: sahne koreografisinin video uyarlaması. Ekran dansı tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilen öncü bir yapıt.

Wim Vandekeybus
1990 yapımı Roseland, Walter Verdin, Octavio Iturbe ve Wim Vandekeybus'un ortak yönetmenliğinde, sahne dansının sinematik bir yeniden yorumu olarak ortaya çıkan çığır açıcı bir video filmidir. Bu eser, Vandekeybus'un Ultima Vez topluluğu için yaptığı ilk üç koreografisinin – What the Body Does Not Remember (1987), Les porteuses de mauvaises nouvelles (1989) ve The Weight of a Hand (1990) – materyallerinden benzersiz bir şekilde kurgulanmıştır.

Bir Dönüm Noktası Olarak Roseland'ın Ortaya Çıkışı

Film, tiyatral sahne enerjisini sinematik tekniklerin tam bir yelpazesini kullanarak dinamik bir ekran deneyimine dönüştürmedeki başarısı nedeniyle eleştirel beğeni toplamış ve özellikle Dance Screen Ödülü'ne layık görülmüştür. Birçok akademisyen ve uygulayıcı için Roseland, ekran dansı olarak bilinen sanat formunun kesin bir başlangıç noktası olarak kabul edilmektedir ve sonraki on yılların ekran dansı yapımında çıtayı belirlemiştir. Bu durum, eserin çığır açan niteliğini ve kalıcı etkisini vurgulamaktadır.

Wim Vandekeybus, Ultima Vez'in arkasındaki vizyoner koreograf, koreografi, dans, film yapımı ve fotoğrafçılığı kapsayan çok yetenekli ve çok yönlü bir sanatçıdır. Ultima Vez'i 1980'lerin ortalarında kurmuştur. Vandekeybus'un sanatsal felsefesi, temel insani dürtülerin – sezgi, dürtü ve içgüdünün enerji, risk ve tehlike ile yan yana getirilmesine derinden bağlıdır. Bu yaklaşım, sürekli dinamikler ve çatışmalarla dolu dramatik bir dünya görüşü yaratır. Çalışmaları sıklıkla beden ve zihin, duygu ve akıl, erkek ve kadın, doğa ve kültür, insan ve hayvan, grup ve birey gibi uzlaşmaz çatışmaları keşfeder; sıklıkla illüzyon ve gerçeklik arasındaki gerilimi inceler.

Roseland'ı doğrudan besleyen erken dönem çalışmalarında Vandekeybus, fiziksel bedeni ve dürtüsel hareketleri bilinçli bir şekilde önceliklendirmiş, anlatısal unsurlar ise ham fizikselliğe tabi, parçalı materyal olarak ortaya çıkmıştır.

Ultima Vez, merkezi Brüksel ve Flandre'da bulunan uluslararası bir çağdaş dans topluluğudur ve son derece atletik dansçıları ve işbirlikçi performansa olan bağlılığıyla tanınır. Yapımları, çene düşürücü tiyatralite; alışılmadık aksesuarların kullanımı ve kötüye kullanımı, atletizm, çılgınlık, tehlike ve rahatsızlık ile karakterizedir.

Roseland gibi erken dönem dans videolarının yaratılması deneyimi, Vandekeybus için biçimlendirici olmuş, onu filmi vahşi hayal gücünün sürekli ve temel bir çıkış noktası ve sonraki performanslarında önemli bir unsur olarak tam anlamıyla benimsemeye yöneltmiştir.

Roseland'ın eleştirel başarısı ve aldığı ödül, filmin sadece başarılı bir dans filmi olmaktan öteye geçtiğini göstermektedir. Bu başarı, Wim Vandekeybus'un sanatsal yolculuğunu şekillendiren, filmi yaratıcı ifadesinin ayrılmaz ve vazgeçilmez bir bileşeni olarak doğrulayan ve pekiştiren çok önemli bir katalizör görevi görmüştür. Filmin aldığı övgüler ve ödül, Vandekeybus'un ekran dansının benzersiz olanaklarını daha fazla keşfetmesi için ona ivme ve güven sağlamış, böylece türün gelişimine ve kendi özgün disiplinlerarası imzasının oluşumuna önemli katkıda bulunmuştur. Bu nedenle film, sadece bir ürün değil, hem sanatçının hem de sanat formunun tarihinde çok önemli bir anı temsil etmektedir.
Ancak, Roseland'ın etkisi ve tanınması arasında ilginç bir gerilim bulunmaktadır. Bir yandan, birçok kaynak Roseland'ı ekran dansı için çıta belirleyen ve hatta kesin bir başlangıç noktası olarak dönüm noktası bir eser olarak açıkça ilan etmektedir. Diğer yandan, bu etkiye rağmen Roseland'ın (ve Rosas danst Rosas'ın) 1990'ların dönüm noktası niteliğindeki dans filmlerinin bazı filmografilerinden dışarıda bırakıldığını, ancak Virginia Brooks'un Zaman Çizelgesi'ne dahil edildiğini söyleyenler de vardır. Bu durum, eserin kabul edilen etkisi ile tutarsız tarihi kataloglaması arasında bir çelişki yaratmaktadır. Bu çelişki, Roseland'ın sanatsal ve teknik yenilikleri önemli ve belirli ödüller ve bazı akademisyenler tarafından tanınmış olsa da, dans filmi veya akademik söylemin yerleşik kanonuna daha geniş entegrasyonunun düzensiz olabileceğini düşündürmektedir. Bu durum, o dönemde ekran dansının ayrı bir alan olarak yeni ve gelişmekte olan doğasına bağlanabilir, bu da kategorizasyonu zorlaştırmış veya geleneksel dans akademisi içinde canlı performansa yönelik süregelen bir önyargıdan kaynaklanmış olabilir. Bu durum, disiplinlerarası sanat formlarını tanımlamanın ve tarihselleştirmenin zorluklarını ve Roseland'ın mirasının dans ve film tarihinin daha geniş manzarasında nasıl müzakere edilmeye devam ettiğini tartışmayı gerektirmektedir.

Koreografik Dokuma: Roseland'ın Temelleri

Roseland, Wim Vandekeybus'un Ultima Vez ile birlikte gerçekleştirdiği ilk üç koreografik eserinin bir sentezi olarak ortaya çıktığını daha önce belirtmiştik. Filmin temelini oluşturan bu üç eserin bireysel özelliklerine, tematik kaygılarına ve müziğin dinamik ve çoğu zaman çatışmacı doğalarını şekillendirmedeki ayrılmaz rolüne derinlemesine bakmadan geçmeyelim.

What the Body Does Not Remember (1987): Dürtü ve Riskin Doğuşu

Bu performans, Wim Vandekeybus'un dikkat çekici sanatsal çıkışını işaretlemiş ve çığır açan niteliği nedeniyle hemen bir Bessie Ödülü kazanmıştır. 1987'de, tiyatro ve dans dünyasında bir Flaman Dalgasının ortaya çıkışını kesin bir şekilde doğrulamıştır, bu dalga huzursuz bir bedenin gerilimine odaklanması ve geleneksel sahne varlığı kodlarını dönüştürmesiyle karakterize edilmiştir. Eleştirmenler bunu bir dans devrimi olarak övmüşlerdir. Koreografi, Ultima Vez'in dokuz atletik, uluslararası dansçısı arasında hem pratik zeka hem de güçlü bir güven duygusu gerektiren oyuncu zeka ve hızlı reflekslerin bir tebeşir maratonu olarak tanımlanır.

Eser, şiddet patlamaları ve titiz, tehlikeli oyunlar ile bilinir; dansçılar daireler çizerek koşar, farklı boyutlarda tebeşirli madde bloklarını havaya fırlatır ve yoğun damgalama sekanslarına girerek Rus ruleti oyununa benzer sürekli bir hareket telaşı yaratır. Vandekeybus, dansçıların hızlı tepki vermesini ve bir yığınağa çöktükten sonra kolayca kendilerini yeniden inşa etmelerini gerektiren organik bir hareket dağarcığı geliştirmiştir. Risk ve kısıtlama, merkezi ilkelerdi; bedenler fiziksel olarak sınırları zorlar, birbirlerinin üzerine atılır, yerde döner, ortaklarının kıl payı kaçtığı tuğlaları gökyüzüne fırlatır veya sert tekmelerle ezilme riskiyle karşı karşıya kalır. Erkek ve kadın dansçılar arasındaki ilişkiler genellikle nefes kesici, cinsel, şiddetli idi, ancak hareketlerin icrası hızlı ve en küçük ayrıntısına kadar kontrol edilmişti. Thierry De Mey ve Peter Vermeersch'in özgün müziği, dissonant, metalik minimalizm ile karakterize edilmiş, Steve Reich ve Louis Andriessen gibi minimalist bestecilerden ilham alarak performansta kritik bir rol oynamıştır. Müzisyenler performansa aktif olarak entegre edilmiş, zaman zaman dansçıların alanına girmiş veya bir masa gibi alışılmadık enstrümanları perküsyon öğesi olarak kullanmışlardır. Bu eser, özellikle dans ve müziğin acımasız yüzleşmesi nedeniyle takdir edilmiştir.

Les porteuses de mauvaises nouvelles (1989): İçgüdü ve Tükenişin Sınırlarını Zorlamak

Bu, Vandekeybus'un ikinci büyük performansıdır ve selefi gibi, çığır açan çalışmalarıyla ününü pekiştirerek bir Bessie Ödülü'ne layık görülmüştür. Koreografi, dansçıları tükeniş noktasına kadar zorlamış, ezici içgüdüselliklerinin ve hayvaniliklerinin tam hızla dışarı fışkırmasına izin vermiştir. Eser, Vandekeybus'un risk keşfini sürdürmüş, dansçılardan herhangi bir riskten kaçınmamalarını talep eden bir nitelik sergilemiş ve bu durum hala gök gürültülü alkışlar almaktadır. Thierry De Mey bu eserin özgün müziğini bestelemiştir.

The Weight of a Hand (1990): Dans ve Canlı Müziğin Sentezi

Bu performans, What the Body Does Not Remember (1987) ve Les porteuses de mauvaises nouvelles (1989) materyallerini birleştirerek ve üzerine inşa ederek önemli bir sentezi temsil etmiştir. Bu önceki eserlerden türetilen enerji ve duygunun geometrik bir ilerlemesi olarak tasarlanmıştır.

The Weight of a Hand, Vandekeybus'un o zamanki genç kariyerinde bir dönüm noktası olmuş, özellikle dans ve canlı müziği sahnede derinlemesine entegre bir şekilde bir araya getirmek için tasarlanmıştır. Bu yapım için Thierry De Mey ve Peter Vermeersch, daha sonra ünlü Ictus topluluğu olarak tanınacak on iki müzisyeni bir araya getirmiştir. Müzikal skor, hem De Mey'in (Hands, Ice, Chaîne, Musique de Tables, Frisking, Poses) hem de Vermeersch'in (Stones) bestelerini içerirken, Final ortak bir çalışmaydı. De Mey'in yenilikçi yaklaşımı, enstrümanların kendisine kadar uzanmış; testereyle kesilmiş piyano çerçeveleri, kağıt davullar ve litofonlar dahil olmak üzere kullanılan benzersiz perküsyon enstrümanlarını genellikle bizzat tasarlamış ve inşa etmiştir, bu da besteci, enstrüman yapımcısı ve icracı arasındaki sınırları daha da bulanıklaştırmıştır. Performans, sahnedeki yirmi dört sanatçıyı bir araya getirerek, müzik enstrümanlarının tiyatral jestle uyumlu ve güçlü bir entegrasyonunu sergilemiş, sadece bir kolaj veya basit bir yan yana getirmeden öteye geçmiştir.

Bu üç koreografik eser, Vandekeybus'un erken dönem kariyerindeki hızlı ve bilinçli sanatsal olgunlaşmayı gözler önüne sermektedir. What the Body Does Not Remember, risk, fizikselite ve entegre müzik gibi temel unsurları kurarken, Les porteuses de mauvaises nouvelles bu temaları yoğunlaştırarak tükeniş ve saf içgüdüye doğru ilerlemiştir. En önemlisi, The Weight of a Hand, ilk ikisinin bir sentezi ve geometrik ilerlemesi olarak açıkça tanımlanmakta ve dans ile canlı müziğin sahnede bilinçli entegrasyonu açısından dönüm noktası niteliğinde bir performans olarak kabul edilmektedir. Bu ilerleme tesadüfi değil, Vandekeybus'un temel sanatsal felsefesini ve hareket dilini keşfetme ve rafine etme sürecinin açık bir yörüngesidir. Sonuç olarak, bu üç eserden beslenen Roseland filmi, onun ortaya çıkan stilinin ve tematik kaygılarının özünü yakalayarak, bu kritik, biçimlendirici dönemin kapsamlı bir sinematik belgesi olarak hizmet etmektedir.

Ayrıca, Vandekeybus'un eserlerinde müziğin sadece bir eşlik unsuru olmaktan öteye geçtiği, aktif, adeta ortak bir koreografik güç olarak işlev gördüğü açıkça görülmektedir. De Mey ve Vermeersch'in müziği, ayrılmaz ve çoğu zaman performansların altında yatan temel itici güçler olarak vurgulanmaktadır. Müzisyenler, performansa entegre edilmiş, hatta fiziksel olarak katılmışlardır. De Mey'in Musique de Tables eseri, görsel yönün müzikal ile doğrudan ilişkili olduğu ve bunun tersinin de geçerli olduğu bir dans koreografisi ile açıkça karşılaştırılmaktadır. Müziğin karakteri (dissonant, metalik minimalizm), dans ve müziğin acımasız yüzleşmesine doğrudan katkıda bulunmaktadır. Bu durum, müziğin pasif bir arka plan olmaktan öte, fiziksel hareketi derinden şekillendiren ve hatta dikte eden aktif, itici bir güç olduğu derin bir sanatsal felsefeyi ortaya koymaktadır. De Mey ve Vermeersch'in partisyonlarının perküsif, minimalist ve çoğu zaman çatışmacı doğası, Vandekeybus'un Weltanschauung'unu tanımlayan enerji, risk ve tehlike ile dramatik dünya görüşü duygusuna doğrudan katkıda bulunur. Dansçılar ve müzisyenler arasındaki rollerin bulanıklaşması, özel yapım enstrümanların kullanımıyla birleştiğinde, ses ve fiziksel sanatın ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlı olduğu, gerçekten disiplinlerarası ve çok duyulu bir deneyim yaratmaktadır.

Roseland: Sahneyi Ekrana Dönüştürmek

Roseland, basit bir belgeselden öteye geçerek, benzersiz ortamının önemini ve tiyatral enerjiyi ekran için dönüştürmek ve yeniden yorumlamak amacıyla kullanılan yenilikçi sinematik teknikleri keşfetmektedir.

Yıkık Sinema: Sembolik Anlatı Olarak Senografi

Roseland'ın belirleyici özelliklerinden biri, yirmi yıldır terk edilmiş harap bir Brüksel sinemasının dikkat çekici ortamında geçmesidir. Bu mekan seçimi, beklenmedik ve görsel olarak etkili olarak tanımlanmıştır. Terk edilmiş sinema, çürüme ve yıkım, geçmiş ihtişam ve nostalji, dönüşüm ve yeniden doğuş temalarını çağrıştıran güçlü bir sembolik arka plan görevi görür. Aynı zamanda tiyatralite ve gerçeklik arasında ilgi çekici bir etkileşim yaratır. Performans aracılığıyla unutulmuş bir mekana yeni bir yaşam getirerek, filmin kendisi sanatsal yenilenme üzerine bir yorum haline gelir.

Yirmi yıldır terk edilmiş harap Brüksel sineması seçimi son derece semboliktir; çürüme ve yıkım, geçmiş ihtişam/nostalji ve dönüşüm ve yeniden doğuşu temsil eder. Filmin kendisi, önceki koreografilerin bir uyarlaması olup, temelde geçmiş eserleri yeni bir ortam için yeniden sunma ve yeniden yorumlama eylemidir. Bu mekan, Roseland'ı basit bir dans filminin ötesine taşıyarak, bellek, sanatsal miras ve sanatın dönüştürücü gücü hakkında derin bir meta-anlatıya dönüştürmektedir. Unutulmuş gösterilerin bir deposu olan terk edilmiş sinema, Vandekeybus'un erken dönem eserlerinin yeniden canlandırılması için dokunaklı bir zemin görevi görür. Bu durum, filmin temel sürecini görsel olarak somutlaştırır: mevcut materyale yeni bir yaşam solumak ve sanatın çevresiyle ve kendi tarihiyle nasıl etkileşime girdiğini keşfetmek. Bu, Vandekeybus'un illüzyon ve gerçeklik arasındaki uzlaşmaz çatışmayı tematik keşfini, çürüyen fiziksel alanı içindeki canlı, yeniden sahnelenen performanslarla yan yana getirerek incelikli bir şekilde pekiştirir.

Sinematik Dil: Uyarlama ve Yeniden Yorumlama Teknikleri

Roseland, Walter Verdin, Wim Vandekeybus ve Octavio Iturbe'nin işbirlikçi bir yönetmenlik çabasıydı. Filmin eleştirel başarısı, özellikle Dance Screen Ödülü, tiyatral sahne enerjisini sinematik tekniklerin tam bir yelpazesini kullanarak dinamik bir ekran deneyimine dönüştürme yeteneğine atfedilmiştir. Bu durum, onu ekran dansı için bir ölçüt olarak belirlemiştir.

Roseland, yaratılmasından on yıllar sonra bile ekran için dans yapımı hakkında hala çok şey öğretebilecek bir eser olarak gösterilmektedir. Kullanılan belirli sinematik teknikler arasında el kamerasının rahat kullanımı, ritmik kurgu ve koreografiyi mimariye yerleştiren geniş görüntülerden, vücut parçalarının yakın çekim detaylarına—bir kolu kavrayan bir el, dışarıya bakan yüzler—stratejik geçiş yer almaktadır. Yönetmenler, farklı çekim türlerinin insan vücudunu nasıl çerçeveleyebileceği, kameranın bizi hareketin kalbine nasıl bağlayabileceği ve kurgu aracılığıyla ritmik yapının ekranda benzersiz bir zaman ve mekân duygusu yaratabileceği konusunda derin bir anlayış sergilemişlerdir. Filmin görsel estetiği, ham, ancak birleşik bir estetiğe katkıda bulunan büyük ölçüde gözlemsel monokrom görüntüler ile karakterizedir. Vandekeybus'un Roseland gibi eserler aracılığıyla geliştirdiği film ve fotoğrafçılık alanındaki gelişen uzmanlığı, sonraki sanatsal çabalarında tutarlı ve temel bir unsur haline gelmiştir. Bu durum, performanslarına yeni dinamikler ve ritimler katmasına olanak tanımış, unsurları çeşitli ortamlarda ve kamera merceğinden yeniden bağlamsallaştırmıştır.

Filmin Dance Screen Ödülü, özellikle tiyatral enerjiyi dönüştürmedeki başarısı ve sinematik tekniklerin tam yelpazesini kullanması nedeniyle verilmiştir. Kamera çalışması (el kamerasının rahat kullanımı), kurgu (ritmik kurgu, geniş görüntülerden yakın çekim detaylarına) ve çerçeveleme (insan vücudunu nasıl çerçeveleyebileceği) gibi ayrıntılı açıklamalar mevcuttur. Kritik olarak, Roseland'ın 25 yıl sonra bile ekran için dans yapımı hakkında hala çok şey öğretebileceği belirtilmektedir. Bu durum, Roseland'ın sadece dans filmi alanında deneysel bir girişim değil, aynı zamanda sinematik ilkelerin son derece sofistike ve bilinçli bir uygulaması olduğunu göstermektedir. Yönetmenler, kameranın koreografiye nasıl aktif olarak katılabileceği, izleyicinin bakışını yönlendirebileceği, detayları vurgulayabileceği ve canlı performanstan doğası gereği farklı, benzersiz bir zamansal ve uzaysal deneyim yaratabileceği konusunda derin bir anlayış sergilemişlerdir. Ekran dansı gramerindeki bu erken ustalık, filmin dönüm noktası statüsüne ve gelecekteki ekran dansı sanatçıları için kalıcı bir pedagojik değerine önemli katkıda bulunmuştur. Bu durum, dansı sadece belgelemek yerine geliştirmek için filmin benzersiz olanaklarını kullanmaya yönelik bilinçli bir çabayı vurgulamaktadır.

Sonik Peyzaj: Thierry De Mey ve Peter Vermeersch'in Müziği

Thierry De Mey ve Peter Vermeersch'in müziği, Roseland'ın temelini oluşturan her üç koreografinin de özgün bestecileriydi: What the Body Does Not Remember (1987), Les porteuses de mauvaises nouvelles (1989) ve The Weight of a Hand (1990). Ayrıca Roseland filminin de bestecileri olarak kabul edilirler. Müzikal tarzları, Steve Reich ve Louis Andriessen gibi etkili minimalist bestecilerden ilham alan dissonant, metalik minimalizm olarak tutarlı bir şekilde tanımlanır. De Mey'in kompozisyon yaklaşımı, Steve Reich ve Philip Glass'ınkini anımsatan, müzisyenlerin aynı materyali ince faz kaymalarıyla icra ettiği neredeyse taklitçi bir tekniğe sahiptir.

Önemli bir örnek, The Weight of a Hand ve dolayısıyla Roseland'a entegre edilen De Mey'in Musique de Tables (1987) adlı eseridir. Bu parça, üç perküsyoncunun tek enstrüman olarak bir masa kullanarak çeşitli el hareketleri yapmasını içerir. De Mey, her eylemi belirli bir isim ve sembolle titizlikle karakterize ederek, görsel yönün müzikal ile doğrudan iç içe geçtiği ve bunun tersinin de geçerli olduğu, açıkça dans koreografisiyle karşılaştırılan resmi bir dil yaratır. De Mey'in sonik manzaraya olan bağlılığı, enstrümanların kendisine kadar uzanmıştır; testereyle kesilmiş piyano çerçeveleri, kağıt davullar ve litofonlar dahil olmak üzere kullanılan benzersiz perküsyon enstrümanlarını genellikle bizzat tasarlamış ve inşa etmiştir. Peter Vermeersch'in besteleri, sahnedeki eylemi gergin, düzensiz melodilerle tamamlayarak performanslardaki gerilim ve kaosa önemli katkıda bulunur. Georges-Elie Octors, hem Roseland hem de The Weight of a Hand için müzik direktörü olarak görev yapmış, canlı müzik unsurlarını denetlemiştir. Vandekeybus'un genel eserlerinde, müzik ve video/film sadece tamamlayıcı unsurlar değil, tiyatral ifadesinin ayrılmaz bir parçasıdır ve çoğu zaman, performansların altında yatan temel itici güçlerdir.

What the Body Does Not Remember, özellikle yarattığı dans ve müziğin acımasız yüzleşmesi: tehlikeli, savaşçı manzara nedeniyle övgüyle karşılanmıştır. Müzisyenler genellikle performansa fiziksel olarak entegre edilmiş, icracılar ile enstrümantalistler arasındaki geleneksel sınırları bulanıklaştırmıştır. Bu durum, müziğin pasif bir arka plan olmaktan öte, fiziksel hareketi derinden şekillendiren ve hatta dikte eden aktif, itici bir güç olduğu derin bir sanatsal felsefeyi ortaya koymaktadır. De Mey ve Vermeersch'in partisyonlarının perküsif, minimalist ve çoğu zaman çatışmacı doğası, Vandekeybus'un Weltanschauung'unu tanımlayan enerji, risk ve tehlike ile dramatik dünya görüşü duygusuna doğrudan katkıda bulunur. Görsel ve sonik unsurlar ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlıdır, müziğin esasen bir ortak koreograf gibi davrandığı, sadece ritim ve ruh halini değil, aynı zamanda dansçıların dinamiklerini ve uzamsal ilişkilerini de belirlediği çok duyulu bir deneyim yaratır.

Flaman Dalgası, sahne varlığı kodlarının dönüşümü ve huzursuz bir bedenin gerilimine odaklanmasıyla karakterize edilir. Bu bağlamda, Vandekeybus'un yapımları, müzisyenlerin performans alanına fiziksel olarak entegre edildiği, hatta bazen eyleme katıldığı durumları içerir. De Mey'in kendisi çok yönlü bir sanatçıdır (besteci, film yönetmeni, perküsyoncu) , Vandekeybus'un kendi çeşitli rollerini (koreograf, dansçı, film yapımcısı, fotoğrafçı) yansıtmaktadır. Bu durum, çağdaş sanatlardaki Flaman Dalgası'nın daha geniş, tanımlayıcı bir özelliğini vurgulamaktadır: geleneksel disipliner sınırların ve sanatsal rollerin bilinçli ve radikal bir şekilde bulanıklaşması. Müzisyenlerin performansa derin entegrasyonu, geleneksel kategorizasyona meydan okuyan özel yapım enstrümanların kullanımı ve anahtar sanatçıların (Vandekeybus ve De Mey) çok yönlü kimlikleri, performansa bütüncül ve akışkan bir yaklaşımı işaret etmektedir. Bu doğuştan gelen disiplinlerarası ethos, sahneden ekrana çevirinin sadece teknik bir süreç değil, bu entegre sanatsal felsefenin doğal bir uzantısı olduğu Roseland'ın yenilikçi doğasını anlamak için çok önemlidir.

Roseland'da Tematik Derinlik ve Sanatsal Vizyon

Wim Vandekeybus'un temel tematik kaygıları, Roseland'ın sinematik uyarlamasında, özellikle koreografi ile benzersiz film ortamının etkileşimi aracılığıyla nasıl ortaya çıktığı veya yeniden bağlamlandırıldığı bu bölümde incelenecektir.

Vandekeybus'un genel sanatsal vizyonu, sezgi, dürtü ve içgüdünün enerji, risk ve tehlike ile yan yana getirilmesine dayanır ve dinamikler ve çatışmalarla dolu dramatik bir dünya görüşü yaratır. Çalışmalarının merkezi bir odak noktası, çeşitli ikilikler arasındaki uzlaşmaz çatışmanın keşfidir: beden ve zihin, duygu ve akıl, erkek ve kadın, doğa ve kültür, insan ve hayvan, grup ve birey, illüzyon ve gerçeklik. Eserleri, insanın aşırı durumlara nasıl tepki verdiği sorusunun neredeyse saplantılı bir tekrarı ile karakterizedir. Felaket anına özel önem verir, çoğu zaman ironik bir şekilde mizah ve oyunculuk da içerir.

Roseland'ın temelini oluşturan koreografiler bu temaları örneklendirir. What the Body Does Not Remember, Rus ruleti oyununa benzer sürekli bir hareket telaşı olarak tanımlanır. Her şey olabilir, şiddet patlamaları ve titiz, tehlikeli oyunlar içerir ve risk ve kısıtlama anahtar kelimelerdir.

Les porteuses de mauvaises nouvelles, dansçıların tükeniş noktasına kadar kendilerini zorlamasıyla bu sınırları daha da ileriye taşır, böylece ezici içgüdüsellikleri ve hayvanilikleri tam hızla dışarı fışkırır. Filmin harap bir Brüksel sinemasında geçmesi, tematik derinliğe önemli ölçüde katkıda bulunan sembolik bir ağırlık taşır. Bu durum, çürüme, zamanın geçişi, geçmiş ihtişam, hafıza ve dönüşüm ile yeniden doğuş temalarını düşündürür. Bu ortam, doğası gereği tiyatralite ve gerçeklik arasında bir diyalog yaratır.

Roseland'ın sahne koreografisini dinamik bir ekran deneyimine dönüştürme eylemi, sanatsal dönüşümün bir meta-temasını vurgular, farklı sanat formları arasındaki sınırları ve olanakları keşfeder.
Vandekeybus'un temel temaları çatışma, içgüdü, risk ve bedenin aşırı durumlara tepkisi etrafında dönmektedir. Orijinal koreografiler bunları yoğun fizikselite ve öngörülemeyen tehlike aracılığıyla ifade etmektedir.

Roseland, bu performansları, doğası gereği çürüme, bellek ve dönüşümü simgeleyen harap bir sinema ortamında yeniden bağlamlandırmaktadır. Yakın çekimler, el kamerası kullanımı ve ritmik kurgu gibi kullanılan sinematik teknikler , dansçıların bedenleri ve ifadeleriyle daha samimi ve içgüdüsel bir etkileşim sağlar. Film ortamı, odaklanmış çerçeveleme ve kontrollü perspektif kapasitesiyle, Vandekeybus'un tekrar eden temalarının daha yoğun ve nüanslı bir şekilde keşfedilmesine olanak tanır. Canlı performansta geçici olabilen felaket anı veya dansçıların ham, dürtüsel içgüdüsü, ekranda artırılmış dramatik etkiyle büyütülebilir, incelenebilir ve yeniden sunulabilir. Çürüyen sinema, melankolik bir güzellik katmanı ve canlı performansın geçici doğası ile filmin korunmuş, ancak yeniden bağlamlandırılmış doğası üzerine bir meta-yorum ekler. Bu durum, Roseland'ın sadece bir kayıt değil, izleyicinin Vandekeybus'un baskı altındaki insanlık durumuna ve geçmiş ile şimdiki zaman arasındaki etkileşime yönelik felsefi sorgulamalarına katılımını potansiyel olarak derinleştiren sanatsal bir yeniden yorumlama olduğunu düşündürmektedir.

Filmin kaynak koreografisi, doğrudan hafıza kavramını ve fiziksel benlikle ilişkisini çağrıştıran What the Body Does Not Remember adlı eseri içermektedir. Vandekeybus'un tematik odak noktası, beden ve zihin arasındaki uzlaşmaz çatışma ve insanların aşırı durumlara nasıl tepki verdiğini içermektedir. Geçmiş gösterilerin ve paylaşılan deneyimlerin bir deposu olan terk edilmiş bir sinema ortamı, kültürel hafızanın ve unutulmuş tarihin güçlü bir sembolüdür.

Roseland, fiziksel hafıza (dansçıların karmaşık koreografileri bedenleyerek ve hatırlayarak) ile kültürel hafıza (terk edilmiş sinemanın geçmiş eğlencenin bir kalıntısı ve unutulmuş anlatıların bir alanı olarak) arasında zengin bir diyalog kurar. What the Body Does Not Remember başlığı, filmin bağlamında derin bir yeni anlam kazanır: dansçıların bedenleri yoğun bir varoluşla performans sergilerken, çürüyen ortam aynı zamanda kaybolan veya geride bırakılanları somutlaştırır. Film, bu performansları yakalayıp yeniden sunarak, ephemerik dans sanatını geçmiş görsel gösterilerin çürüyen bir anıtında koruyarak yeni bir hafıza biçimi olarak işlev görür, böylece bedenlenmiş deneyimin kalıcı gücünü ve yaratım ile hatırlamanın sürekli döngüsünü vurgular.

Eleştirel Kabul, Etki ve Miras

Roseland, özellikle Dance Screen Ödülü ile önemli eleştirel beğeni toplamıştır. Bu ödül, sahne koreografisinin tiyatral enerjisini sinematik tekniklerin tam bir yelpazesini kullanarak dinamik bir ekran deneyimine dönüştürmedeki başarısı nedeniyle özel olarak verilmiştir. Film, bazı akademisyenler tarafından ekran dansının tanınmış bir sanat formu olarak kesin bir başlangıç noktası olarak geniş çapta kabul görmekte ve sonraki on yılların ekran dansı yapımında çıtayı belirlemiştir. Bu durum, eserin çığır açan niteliğini ve türü şekillendirmedeki rolünü vurgulamaktadır.

Roseland son derece etkili olmasına rağmen, tarihsel olarak biraz düzensiz bir tanınma yaşamıştır. 1990'ların dönüm noktası niteliğindeki dans filmlerinin filmografilerinden bazen dikkat çekici bir şekilde çıkarılmış, ancak Virginia Brooks'un Zaman Çizelgesi'ne dahil edilmiştir, bu da akademik ve tarihsel bağlamlarda parçalı ama mevcut bir kabulü düşündürmektedir. Vandekeybus'un eserleriyle ilişkilendirilen eleştirel tarz, What the Body Does Not Remember'ın dans ve müziğin acımasız çatışması, savaşçı, agresif bir manzara olarak tanımlanan kabulünde görüldüğü gibi, muhtemelen Roseland'a da uzanmıştır, bu da eserin yoğun ve çatışmacı sanatsal yaklaşımını vurgulamaktadır. Akademik analizler, Roseland'ın kalıcı değerini doğrulamaya devam etmekte, yaratılmasından yirmi yılı aşkın bir süre sonra bile ekran için dans yapımı hakkında hala çok şey öğretebileceğini belirtmekte ve pedagojik önemini vurgulamaktadır.

Roseland'ın canlı sahne eserini ekran için dönüştürmek ve yeniden yorumlamak amacıyla yenilikçi sinematik teknikleri kullanması gerçekten çığır açıcıydı; dansın sadece belgelenmek yerine kameranın merceği aracılığıyla yeniden hayal edilebileceğini ve geliştirilebileceğini kanıtlamıştır. Bu durum, ekran dansının ayrı ve uygulanabilir bir sanat formu olarak tanınmasına önemli katkıda bulunmuştur.
Roseland'ın başarısı ve yaratım deneyimi, Wim Vandekeybus'un sanatsal pratiği üzerinde derin ve kalıcı bir etki bırakmıştır. Bu noktadan itibaren, film ve video, sonraki yapımlarına sürekli olarak entegre edilen önemli ve temel bir unsur haline gelmiş, filmin onun disiplinlerarası sanatsal kimliğini pekiştirmedeki rolünü göstermiştir. Ödüllü ilk üç koreografisinin sinematik bir sentezi olarak Roseland, Vandekeybus'un erken dönem kariyerinin önemli bir belgesi olarak hizmet vermekte, Ultima Vez'in çağdaş dansa getirdiği kendine özgü, fiziksel olarak zorlayıcı ve tiyatral olarak güçlü stili sergilemektedir.

Roseland'ın Dance Screen Ödülü için sahneden ekrana dönüşümde yenilikçi yaklaşımı nedeniyle sürekli olarak belirtilmesi, sadece bir övgü noktası değil, aynı zamanda kritik bir işaretleyicidir. Bu ödül, filmin sanatsal değerini ekran dansı olarak özel olarak tanımış, onu sadece filme alınmış danstan ayırmıştır. Bu ödül, ekran dansını ayrı ve saygın bir sanat formu olarak meşrulaştırmada çok önemli bir rol oynamıştır. Roseland'ın dans için sinematik teknikleri kullanmadaki başarısını açıkça kabul ederek, ödül, diğer sanatçıları, film yapımcılarını ve finansman kuruluşlarını türü daha fazla keşfetmeye ve yatırım yapmaya teşvik eden kurumsal bir onay sağlamıştır. Bu tanınma, ekran dansının niş bir deneysel pratiğin ötesinde yerini sağlamlaştırmaya yardımcı olmuş, türün büyümesi ve sonunda tanınmış bir çalışma ve sanatsal üretim alanı olarak kurulmasının önünü açmıştır.

Ayrıca, ekran dansının artık olmayan anların ve insanların değerli izlerini sağlayabileceği ve Roseland'ın parlak bir dans sanatçısının aksi takdirde kaybolabilecek mirasına incelikli bir saygı duruşu olarak hizmet ettiği açıkça belirtilmektedir. Dahası, filmin yaratılmasından yirmi yılı aşkın bir süre sonra bile ekran için dans yapımı hakkında hala çok şey öğretebileceği kaydedilmiştir. Bu durum, Roseland'ın anlık sanatsal etkisinin ötesinde, hem arşivsel hem de pedagojik bir kaynak olarak önemli uzun vadeli bir değere sahip olduğunu göstermektedir. Canlı dans doğası gereği geçicidir, öncelikle performans anında var olur. Film ortamı, Vandekeybus'un erken dönem koreografileri gibi çığır açan eserlerin gelecek nesiller için erişilebilir kalmasını sağlayarak çok önemli bir koruma aracı sunar. Bu yoğun ve karmaşık performansları yakalayarak ve sinematik olarak çevirerek, Roseland sadece çağdaş dans tarihinin önemli bir bölümünü korumakla kalmaz, aynı zamanda ekran dansı öğrencileri ve uygulayıcıları için pratik bir rehber ve ilham kaynağı olarak hizmet eder, çok yönlü ve kalıcı mirasını vurgular.

Beden, Bellek ve Ortam Arasında Zamansız Bir Diyalog

Roseland (1990), Wim Vandekeybus'un sanatsal kariyerinde ve çağdaş dansın evriminde bir dönüm noktası olarak öne çıkmaktadır. Canlı koreografiyi sinematik olarak uyarlamadaki yenilikçi başarısı nedeniyle Dance Screen Ödülü'nü kazanması ve ekran dansı için bir ölçüt belirlemesi, eserin bu alandaki öncü rolünü pekiştirmiştir. Film, Vandekeybus'un disiplinlerarası sanatsal kimliğini sağlamlaştırmasında kritik bir rol oynamış, filmin koreografik vizyonunun vazgeçilmez ve entegre bir uzantısı haline gelerek pratiğini yıllarca dönüştürmüştür.

Thierry De Mey ve Peter Vermeersch'in kendine özgü minimalist ve perküsif müziği ile Vandekeybus'un dinamik hareketi arasındaki derin ve simbiyotik ilişki, eserin tanımlayıcı bir özelliğidir ve film ortamı tarafından güçlü bir şekilde güçlendirilmiş ve yeniden bağlamlandırılmıştır. Roseland, harap bir sinema içindeki çağrıştırıcı ortamı ve sofistike sinematik dili aracılığıyla, bellek, çürüme, dönüşüm, illüzyon ve gerçeklik arasındaki etkileşim ve aşırı durumlarda insan bedeninin kalıcı gücü gibi temalar hakkında zorlayıcı ve çok katmanlı bir diyalog yaratır.

Film, sadece çağdaş danstaki etkili Flaman Dalgasının hayati bir tarihi belgesi olarak değil, aynı zamanda ekran için dans yapımı sanatını ve zanaatını anlamak için paha biçilmez bir pedagojik araç olarak da önemini korumaktadır. Roseland, farklı sanatsal disiplinlerin vizyoner bir niyetle birleştiğinde ortaya çıkan dönüştürücü potansiyelin bir kanıtı olmaya devam etmektedir.

Devin Aykalı


YORUMLAR

Ad

Ahmet Sorgun,3,Ayşe Filiz,7,Çizgi Roman,20,Dans,16,Deniz Bulut,13,Devin Aykalı,16,Doğan Kargı,16,Edebiyat,23,Evrim Şengel,13,Fotoğraf,10,Heykel,14,Mehmet Keskin,12,Mustafa Gören,8,Müzik,22,Resim,19,Serkan Sonakın,4,Simge Loda,12,Sinema,35,Tiyatro,13,Umut Öz,36,Yasemin,32,
ltr
item
Ahtapot: Wim Vandekeybus'tan Roseland
Wim Vandekeybus'tan Roseland
Wim Vandekeybus'un Roseland'ı: sahne koreografisinin video uyarlaması. Ekran dansı tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilen öncü bir yapıt.
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDBJMvW0qiOUup6QM0-ZlsGf7Vi-Bl-DoiUndAqrMCiCkEcw1Bboc2dgBqW0bhSO4M3wNmCAhpwRJwivVeNKaG0iIx6kYw042ariVY61KEl9szYtDAnjvynOtBc4P3KemKrb8B96wEfHluoscDwyfjlhpRyO5Kc2hCCj2B_ZrBUVpTEG3DPqTdzoiD94-c/s16000/Roseland%20Wim%20Vandekeybus.jpg
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDBJMvW0qiOUup6QM0-ZlsGf7Vi-Bl-DoiUndAqrMCiCkEcw1Bboc2dgBqW0bhSO4M3wNmCAhpwRJwivVeNKaG0iIx6kYw042ariVY61KEl9szYtDAnjvynOtBc4P3KemKrb8B96wEfHluoscDwyfjlhpRyO5Kc2hCCj2B_ZrBUVpTEG3DPqTdzoiD94-c/s72-c/Roseland%20Wim%20Vandekeybus.jpg
Ahtapot
https://ahtapotart.blogspot.com/2025/06/wim-vandekeybustan-roseland.html
https://ahtapotart.blogspot.com/
https://ahtapotart.blogspot.com/
https://ahtapotart.blogspot.com/2025/06/wim-vandekeybustan-roseland.html
true
1638462025907147927
UTF-8
Bütün Yazılar Yüklendi Henüz bir şey yok HEPSİNİ GÖSTER Devamını Oku Cevapla Cevabı sil Sil Ana Sayfa SAYFALAR YAZILAR Hepsini Göster ÖNERİLENLER ETİKET ARŞİV ARA TÜM YAZILAR Not found any post match with your request Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Paz Pzt Sal Çar Per Cum Cts Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara just now 1 minute ago $$1$$ minutes ago 1 hour ago $$1$$ hours ago Yesterday $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy Table of Content