1968 yılı, müzik dünyası için bir dönüm noktasıydı ve bu dönüm noktasının önemli mimarlarından biri de şüphesiz Creedence Clearwater Revival (CCR) idi
1968 yılı, müzik dünyası için bir dönüm noktasıydı ve bu dönüm noktasının önemli mimarlarından biri de şüphesiz Creedence Clearwater Revival (CCR) idi. İlk albümlerinin getirdiği rüzgarla yelkenlerini dolduran grup, aynı yıl içinde, hem hızla hem de etkileyici bir ustalıkla kaydettikleri Bayou Country ile kendilerini sadece sağlamlaştırmakla kalmadılar, aynı zamanda Swamp Rock denen o özel türün de bayraktarlığını üstlendiler. Mississippi deltası blues'unun mirasçısı olarak bu ismin (Bataklık Rock) verilmesi, hem ironik hem de kaçınılmaz bir doğruydu.
Bir Liste Canavarı: Proud Mary
Bayou Country'nin müzik listelerindeki en büyük zaferi, tartışmasız Proud Mary single'ı oldu. Billboard Hot 100 listesinde 2 numaraya kadar tırmanan bu parça, Avrupa'da da tüm listelerde ilk 10'a girmeyi başardı. Proud Mary'nin başarısı, sadece o döneme özgü kalmadı; Tina Turner başta olmak üzere sayısız müzisyen ve grubun cover'lamasıyla gelecekte de yankılanmaya devam etti. Parçanın etkisi o kadar büyüktü ki, Bob Dylan bile 1969'da Billboard Magazine'e verdiği bir röportajda onu yılın favori şarkısı olarak ilan edecekti. Aslında aman aman bir virtüözlük sergilemese de, popüler olmaya elverişli yapısıyla hemen herkesin beğenisini kazanabilecek bir niteliğe sahip olduğunu söylemek mümkün ki, müzik tarihi bu savı çoktan kanıtladı.
Bataklığın Derinliklerinden Yükselen Sesler
Albüm, John Fogerty'nin yıllar sonra bile "tam anlamıyla bir Swamp Rock parçası" olarak tanımladığı, Born On The Bayou ile açılıyor. Yapısal olarak Southern Blues'a bir hayli yaklaşan bu parça, albümden sonra CCR'ın hemen hemen tüm konserlerinin açılış şarkısı haline geldi. Bu güçlü başlangıcın ardından gelen ilginç bir detay ise, kayıtlar biter bitmez John'un bu parçada kullandığı gitarının arabasından çalınmış olması.
İkinci sıradaki Bootleg, kendi halinde, sade ve belirli sınırlar içinde gidip gelen, ancak kendi standartlarına sahip bir parça olarak öne çıkıyor. Daha sonra, dinlediğim içinden tren geçen tüm şarkılar gibi, Graveyard Train de aynı yapısal bütünlüğe sahip: standart ve sabit bir ritim üzerine farklı enstrümanlar ve etkileyici bir vokal. Eh, eğer bir tren geçiyorsa, elbette tekerleklerin ray aralıklarında çıkardıkları o tekdüze ve sabit ses esas alınacaktır. John Fogerty'nin armonikası, bu parçanın dikkat edilmesi gereken unsuru.
Albümün dördüncü, yani plağa göre B yüzünün ilk parçası, Little Richard tarafından ünlenen Good Golly Miss Molly'nin bir cover'ı. John Fogerty'nin sözlerde yaptığı ufak oynamalar mevcut. İnsanı rock'n roll ruhuna döndüren bu parça, gitar soloları ve Fogerty'nin kendine has vokaliyle Little Richard etkisinden kurtulmayı başarıyor.
Kısa ama yırtıcı gitar introsuyla başlayan Penthouse Pauper, baştan sona adeta bir Gitar vs. Fogerty modunda ilerliyor. İkisinin birleşimi, dinleyiciyi sıkılmış bir bez gibi burarak lavaboya fırlatıyor. Neyse ki, kendinize gelmek için ihtiyacınız olan şey bir sonraki parçada, yani yukarıda bahsedilen Proud Mary'de mevcut.
Albümün son parçası Keep On Chooglin’, içerdiği cinsel imalar, dipten ve derinden gelen John Fogerty çığlıkları ve melodik yapısıyla hem başarılı olmuş hem de CCR'ın konser kapanış şarkısı olarak kullanılmıştır. Muhteşem bir parça olmasa da, albüm kapanışını doğru şekilde yapmayı başarmış bir parça olduğu söylenebilir.
Bayou Country, sıkıcılıktan fena halde uzak, Swamp Rock'ı hakkıyla işleyen, kaliteli ve etkileyici bir albüm olarak müzik tarihinde kendine sağlam bir yer edinmiştir.
YORUMLAR