Preljocaj'ın Pamuk Prenses yorumu, dikey dans ve çağdaş estetiği birleştirerek masalı narsisizm, kıskançlık ve güzellik takıntısıyla yeniden yazıyor.
Angelin Preljocaj, Arnavut kökenli Fransız bir koreograf olarak, çağdaş dans sahnesinin en belirgin figürlerinden biri olarak kabul edilir. Sanatsal yolculuğu, klasik bale eğitimiyle başlamış, ardından Merce Cunningham gibi isimlerle çağdaş dans üzerine derinlemesine çalışmalarla şekillenmiştir. Bu çift yönlü eğitim, onun koreografik diline benzersiz bir esneklik kazandırmış, klasik zarafeti modern, çoğu zaman açısal ve yüksek enerjili bir fiziksel ifadeyle harmanlamasına olanak tanımıştır. Bu kendine özgü üslup, Preljocaj'ın eserlerine hem entelektüel derinlik hem de duyusal bir yoğunluk katmaktadır.
Kariyeri boyunca 60'tan fazla koreografik eser yaratan Preljocaj, sanatsal üretiminde belirgin bir döngü sergiler. Büyük anlatı baleleri, örneğin; Romeo ve Juliet veya Kuğu Gölü gibi eserlerle, Empty Moves veya Deleuze / Hendrix gibi daha soyut ve radikal parçaları bilinçli olarak birbiriyle değiştirir. Bu yaklaşım, onun yaratıcı bir rutine saplanmaktan kaçınma ve sürekli olarak yeni sanatsal alanlar keşfetme arzusunun bir yansımasıdır. Bu sanatsal strateji, Preljocaj'ın eserlerinin daima taze ve ilgi çekici kalmasını sağlar.
Masalın Kalıcı Cazibesi
2008 yılında prömiyeri yapılan Blanche Neige (Pamuk Prenses), Preljocaj'ın kariyerinde önemli bir dönüm noktasıdır. Soyut eserler yaratma döneminden sonra, bu bale, somut anlatısal hikaye anlatımına bilinçli bir dönüşü temsil eder. Preljocaj'ın masallara olan derin düşkünlüğü ve dansı güçlü bir anlatı aracı olarak kullanma inancı, bu eserin temelini oluşturur. Grimm Kardeşler'in masalları gibi zamansız anlatılar, Preljocaj'ın elinde sadece peri masalı büyüsünü aşmakla kalmaz, aynı zamanda evrensel insan deneyimlerini ve güncel toplumsal meseleleri keşfetmek için derin birer araç haline gelir. Bu eser, koreografın sanatsal yolculuğundaki bu periyodik anlatısal dönüşlerin bir tezahürü olarak, yaratıcı çıktısının sürekli olarak yenilenmesini ve izleyiciyle derin bir bağ kurmasını sağlar.
Karanlık Bir Masalın Yeniden Yorumu
Angelin Preljocaj'ın Blanche Neige yorumunun temelinde, Grimm Kardeşler'in orijinal masalına olan derin bağlılığı yatıyor. Koreograf, hikayenin özüne sadık kalırken, masalın sembollerine ilişkin kendi kişisel analizlerinden türettiği varyasyonları ustaca eserine dahil ediyor. Bu yaklaşım, tanıdık bir anlatıyı çağdaş bir perspektifle yeniden şekillendirirken, onun evrensel yankısını korumasını da sağlıyor.
Balenin yorumlanmasında kilit rol oynayan unsurlardan biri, Bruno Bettelheim'ın masalların psikanalitik analizidir diyebiliriz. Preljocaj, özellikle Bettelheim'ın tersine Oedipus kavramını birincil bir yorumlama merceği olarak kullanır. Bu psikanalitik çerçeve, Blanche Neige'i basit bir yeniden anlatıdan öteye taşıyarak, insan psikolojisi ve toplumsal kaygılar üzerine karmaşık ve çoğu zaman karanlık bir yorum haline getiriyor.
Preljocaj'ın yorumunda, Üvey Anne karakteri şüphesiz masalın merkezi figürü olarak öne çıkıyor. Koreograf, Üvey Anne'nin narsistik cazibesini ve kadın olarak rolünü sürdürme konusundaki kararlılığını, hatta üvey kızını feda etme pahasına bile olsa, derinlemesine inceliyor. Bu karakterin derinlemesine incelenmesi, baleyi günümüzün toplumsal meseleleriyle doğrudan ilişkilendiriyor. Preljocaj, yaşlanmanın inkarı ve modern toplumda kadınların gençlik ve güzelliği sürdürme üzerindeki yoğun baskı gibi temaların balenin güncelliği için ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Bu durum, nesiller arasında potansiyel bir çatışma yaratıyor ve hatta anneler ile kızların aşk rakipleri haline gelebileceği bir senaryo sunuyor. Bu yorum, yüzlerce yıllık bir masalı şaşırtıcı derecede çağdaş ve ilgili kılıyor.
Blanche Neige, Preljocaj'ın kendi ifadesiyle, kendi dramatik içeriğine sahip anlatısal bir bale. Bu, koreografın dans aracılığıyla karmaşık bir hikaye anlatma zorluğuna bilinçli olarak meydan okuduğunu gösterir. Doğal olarak, koreografinin sadece bir masalın yeniden anlatımı olmaktan çıkıp, modern takıntılar, güzellik standartları ve nesiller arası kadın ilişkilerinin karmaşık dinamikleri üzerine sofistike bir yorum haline gelmesini sağlıyor. Yorumlamadaki bu tercih, klasik peri masalını modern bir hikaye ve hatta bir gerilim olarak yeniden tanımlayarak, eserin entelektüel derinliğini ve toplumsal eleştiri kapasitesini ortaya koyuyor.
Preljocaj'ın Koreografik İmzaları
Blanche Neige, geleneksel bir tütü baleden ziyade, Angelin Preljocaj'ın imza stilinin belirgin bir yansıması olan çağdaş bir dans yapıtıdır. Klasik balenin zarafetini, koreografın ham, açısal ve yüksek enerjili fiziksel ifadesiyle bir araya getirerek güçlü bir füzyon sunar. Bu harmanlama, baleye hem tanıdık bir estetik hem de şaşırtıcı bir dinamizm kazandırır.
Eserin en çığır açıcı ve akılda kalıcı özelliklerinden biri, yedi madenci (cücelerin yeniden yorumlanmış hali) karakterlerinin tasvirinde dikey dansın yenilikçi kullanımıdır. Bu dansçılar, sahnenin arkasındaki devasa bir kaya duvarında ip üzerinde hareket ederek, yerçekimine meydan okur ve geleneksel performans alanı algısını açıkça sorgular. Bu unsur, beklenmedik ve neşeli ve hatta Cirque du Soleil benzeri olarak bile tanımlanabilir. Balenin görsel muhteşemliğini ve sanatsal cesaretini vurgular. Dikey dansın bu şekilde entegrasyonu, çağdaş balenin fiziksel ve sembolik sınırlarını önemli ölçüde genişleten bir yeniliktir. Dansçıların bir kaya duvarından aşağı inerek, sahne üzerinde dikey ve yatay olarak dans etmeleri, sadece görsel olarak etkileyici bir an sunmakla kalmaz, aynı zamanda performans alanının nasıl algılandığını ve kullanıldığını temelden yeniden tanımlar. Bu, dansın düz bir yüzeyde gerçekleştiği ve yerçekimiyle sınırlı olduğu beklentilerine doğrudan bir meydan okumadır. Bu koreografik seçim, sadece bir özel efekt olmaktan öte, dans eden bedenin anlatıyı, duyguyu ve karakteri çok boyutlu, yerçekimine meydan okuyan bir şekilde aktarma potansiyeline dair güçlü bir sanatsal ifadedir.
Preljocaj, anahtar koreografik sekanslar aracılığıyla derin duygusal katmanlar aktarır: Prens ve ölü/bilinçsiz Pamuk Prenses arasındaki eşsiz pas de deux, balenin en etkileyici anlarından biridir. Bu düet, dansçılar üzerinde muazzam talepler oluşturur; cansız ve tepkisiz bir partneri canlandırmak için olağanüstü güç, zamanlama, güven ve gerçek bir bağ gerektirir.
Zehirlenme sahnesinin rahatsız edici yoğunluğu da dikkat çekicidir; zehrin cadının hareketleriyle kelimenin tam anlamıyla vücuda girmesi görsel olarak çarpıcı bir şekilde sunulur. Bu sahne, şiddet ve şaşırtıcı bir erotizmle doludur.
Kraliçe'nin son, işkence dolu beyaz-sıcak demir terliklerdeki enerjik dansı, tap dansını anımsatan bir yoğunlukla tırmanır ve onun nihai yenilgisini ve cezasını canlı bir şekilde tasvir eder.
Preljocaj, farklı figürleri karakterize etmek için belirgin hareket sözlükleri kullanır. Kraliçe'nin hizmetkarları olan sinsi, çevik ve yaramaz kediler ile ağır, zahmetli ama esprili bir şekilde tasvir edilen cüceler. Bu, koreografın çağdaş hareket aracılığıyla nüanslı karakter özelliklerini aktarma yeteneğini gösterir. Yaptığı koreografik seçimler, balenin sadece görsel bir şölen olmaktan öte, derinlemesine bir anlatı ve duygusal bir deneyim sunmasını sağlar.
Duyuların Senfonisi
Blanche Neige'in sanatsal bütünlüğü, koreografın vizyonunu tamamlayan ustaca işbirlikleriyle pekiştirilmiş. Müzik, kostüm ve sahne tasarımı gibi unsurlar, eserin atmosferini ve tematik derinliğini zenginleştirerek izleyiciyi çok katmanlı bir deneyime davet ediyor.
Blanche Neige için ana müzik olarak Gustav Mahler'in senfonilerinin seçimi, cesur ve iddialı bir karardır. Özellikle Mahler'in 1. Senfonisi'nden parçalar ve 5. Senfonisi'nin ikonik Adagietto'su kullanılmıştır. Mahler'in müziği, muazzam duygusal kapsamı, tiyatral ve operatik doğası ve hem eterik güzelliği hem de derin karanlığı çağrıştırma yeteneğiyle bilinir. Bu özellikler, balenin psikolojik temalarını ve dramatik yoğunluğunu olağanüstü bir şekilde güçlendirerek, çoğu zaman rahatsız edici ama her zaman sürükleyici bir arka plan sağlar.
Preljocaj, Mahler'in karmaşık ve duygusal yüklü müziğini kullanmanın taşıdığı riskin farkında muhtemelen. Çünkü yeniden bir araya getirilen partisyonun bazen kesik veya aşırı yüksek olabilme ihtimali çok yüksek olsa da, genel olarak, müziğin prodüksiyon için güçlü bir şekilde uygun olduğu ve özellikle sinematik çekiciliğini artırdığını söyleyebiliriz. Mahler'in senfonilerinin birincil müzik olarak kullanılması, Preljocaj'ın cesaretini ve müziğin anlatıyı ve duygusal deneyimi şekillendirme kapasitesine olan derin anlayışını gösteren önemli bir sanatsal ifadedir. Mahler'in besteleri, içsel dramatik yayları, yoğun duygusallığı ve gençlikten derin karanlığa geçiş yeteneğiyle, balede neredeyse bir karakter gibi aktif bir güç haline gelir ve Grimm masalının psikolojik çalkantısını ve büyük ölçeğini yansıtır. Bu seçim, müziğin sadece bir eşlik değil, aynı zamanda tüm prodüksiyonu yükselten sofistike ve çoğu zaman zorlayıcı bir ses ve hareket etkileşimine katkıda bulunan itici bir güç olduğunu gösterir.
Ayrıca, 79D grubunun ek elektronik müziği de prodüksiyonda yer almıştır. Bu müzik, sahneleri tanıtmak ve geçişleri yumuşatmak için kullanılarak balenin çok katmanlı ses manzarasını zenginleştirmiştir.
Ünlü moda tasarımcısı Jean Paul Gaultier'in kostümleri de Blanche Neige'e gösterişli ve beklenmedik bir boyut katıyor. Gaultier, prodüksiyona benzersiz tarzını ve bir haute couture rüyası hissini taşıyarak, eserin görsel dilini zenginleştirmiş.
Kostümlerin içinde derin sembolik tasarım seçimleri barındırması da ayrıca dikkat çekici:
Pamuk Prenses'in kostümü, yarısı kadın, yarısı çocuk kostümü olarak tanımlanabilir. Bu tasarım, karakterin belirsiz durumunu ve çocukluk saflığından kadınlığa geçişini görsel olarak temsil ediyor.
Kraliçe'nin çarpıcı kıyafeti ise, bondage kraliçesi kıyafeti, S&M giysisi veya siyah ve kırmızı dominatriks giysisi olarak çeşitli şekillerde tanımlanabilir. Bu kıyafet, Kraliçe'nin kötülüğünü, narsisizmini ve karanlık ve nefret dolu doğasını açıkça kişileştirerek, onu sahnede zorlu bir varlık haline getiriyor.
Bu arada, Gaultier'in dans için geniş bir tasarım geçmişi vardır ve kapsayıcılık, çeşitlilik ve türlerin harmanlanması felsefesiyle tanınır. Bu felsefe, balenin modern, transgresif ve görsel olarak abartılı estetiğiyle kusursuz bir uyum içindedir. Gaultier'in cinsellik yüklü ve abartılı kostümleri, sadece estetik süslemelerden çok daha fazlasıdır; balenin tematik keşifleri ve geleneksel masal masumiyetinin kasıtlı olarak altüst edilmesi için ayrılmaz bir parçadır. Pamuk Prenses'in belirsiz, geçiş dönemindeki kostümü ile Kraliçe'nin neredeyse fetişistik kıyafeti arasındaki keskin görsel kontrast, gençlik ve yaşlılık, saflık ve yozlaşma ile kadınlar arasındaki yoğun güç mücadeleleri gibi merkezi temaları doğrudan güçlendirir. Bu cesur estetik seçim, balenin erotik, gerilim ve doğal olarak izleyicileri bölen bir eser olarak tanımlanmasına önemli katkıda bulunur ve Preljocaj'ın görsel olarak abartılı ve sınırları zorlayan provokatif bir yeniden yorumlama yaratma niyetini pekiştirir.
Leproust'un Çağrıştırıcı Sahne Tasarımı
Thierry Leproust'un sahne tasarımları, Blanche Neige'in görsel gücünün temelini oluşturuyor. Bu tasarımları muazzam, büyüleyici ve görsel olarak güçlü olarak tanımlayabiliriz. Leproust'un setleri sadece dekoratif olmanın ötesinde, mekanları temsil etmek ve konuyu aktif olarak canlandırmak ve desteklemek için titizlikle tasarlanmıştır. Anahtar sahne unsurları ve dramatik etkileri, Leproust'un dehasını ortaya koyuyor. Endişe verici orman ve uçurum gibi siyah ayna, balenin gotik, gizemli ve psikolojik olarak yüklü atmosferine önemli katkıda bulunuyor.
Gizli asansörlerle yükselen tahtlara sahip kaba dokulu bronz duvar, sorunsuz dramatik geçişleri kolaylaştırırken saray sahnelerindeki güç dinamiklerini ve hiyerarşiyi vurguluyor. Devasa, dikey taş duvar, madencilerin hava akrobasi için bir arka plan ve tırmanma yüzeyi olarak hizmet eder ve balenin en yenilikçi koreografik sekanslarından birini doğrudan mümkün kılar.
Leproust'un set tasarımları durağan arka planlardan çok daha fazlası; balenin anlatısının ve görsel hikaye anlatımının dinamik, ayrılmaz bileşenleri. Mekanın maddiliğini vurgulayarak ve hem duyarlı ve düşünülmüş hem de görsel olarak etkileyici ortamlar yaratarak, konuyu aktif olarak canlandırır ve destekler. Yükselen tahtlar ve dikey duvar gibi unsurların ustaca kullanımı, sahne sanatının koreografiyle sofistike bir entegrasyonunu gösterir. Bu, akıcı geçişlere, artan dramatik etkiye ve prodüksiyonun genel "görsel olarak abartılı" kalitesine katkıda bulunan gerçekten sürükleyici bir deneyim sağlar.
Riou'nun Atmosferik Aydınlatması
Patrick Riou'nun aydınlatma tasarımı, Cécile Giovansili-Vissière ve Sébastien Dué'nin desteğiyle elbette, Blanche Neige'in görsel kimliğinde önemli bir rol oynar. Aydınlatma, özellikle Blanche Neige'in daha karanlık, uğursuz ve gotik temalarıyla ilgilenen bir dans prodüksiyonunda ruh halini, atmosferi ve görsel odağı şekillendirmede vazgeçilmez bir unsurdur.
Riou'nun Blanche Neige için aydınlatma tasarımlarına ilişkin doğrudan ayrıntılı açıklamalar sınırlı olsa da, Preljocaj'ın diğer eserlerindeki (mesela Les Nuits için uyguladığı gösterişli aydınlatma) genel referanslar ve Riou'nun birden fazla prodüksiyonda sürekli olarak anılması, onun genel sanatsal vizyonunda aydınlatmanın tutarlı kalitesini ve önemini ima eder. Etkili aydınlatma, canlı performansta atmosfer yaratmak, dramatik anları vurgulamak ve izleyicinin mekan ve duygu algısını yönlendirmek için temeldir. Riou'nun çalışması, bu nedenle, Preljocaj'ın yeniden yorumlamasının psikolojik nüanslarını ve görsel ihtişamını ortaya çıkarmada kritik bir rol oynar. Bu, aydınlatmanın balenin bütünsel sanatsal etkisinde temel, entegre bir güç olarak nasıl işlev gördüğünü gösterir.
Zamansız Bir Yansıma
Angelin Preljocaj'ın 2008 tarihli Blanche Neige balesi, klasik bir peri masalının güçlü, güncel ve görsel olarak büyüleyici bir yeniden yorumu olarak olağanüstü bir başarıya imza atmıştır. Bu başarı, Preljocaj'ın kendine özgü koreografik tarzı ve müzik, moda ve sahne tasarımı alanlarındaki önde gelen sanatçılarla kurduğu ustaca işbirlikleri sayesinde mümkün olmuştur.
Eser, kaynak materyalini aşarak, evrensel temalar üzerine zamansız ve psikolojik olarak zengin bir yansıma sunma yeteneğiyle öne çıkar. Bu temalar, dünya genelindeki farklı izleyicilerle derinlemesine yankı bulmaya devam etmekte, böylece Blanche Neige'in çağdaş dans tarihinde önemli ve dönüştürücü bir eser olarak kalıcı yerini sağlamlaştırmaktadır. Balenin cesur sanatsal seçimleri, eleştirel tartışmaları ve geniş çaplı beğenisi, onun sadece bir performans olmaktan öte, sanatın sınırlarını zorlayan ve izleyici deneyimini zenginleştiren bir kültürel olay olduğunu kanıtlamaktadır.
YORUMLAR