--> Sessizliğin Çığlığı | Ahtapot

Sessizliğin Çığlığı

Guernica: Savaşın ve insanlık dışılığın siyah-beyaz çığlığı. Çaresizliğin, acının ve yok oluşun resmedildiği, evrensel bir vicdan hesaplaşması

Guernica
Ona ilk baktığında, içinde bir düğüm beliriyor önce. Renk yok. Ses yok. Ama gürültü var. Gözlerinin önüne siyah beyaz bir fırtına yayılıyor; çığlıklar, parçalanmış bedenler, yanmış bir şehir kokusu… Ama ne kadar baksan da tablo sana bir savaş resmi gibi değil, bir vicdanın iç yüzü gibi geliyor. Sanki insanlığın en karanlık köşesi orada ortaya dökülmüş. Bir anne var, elleri göğe kalkmış; kucağında cansız bir çocuk. O ellerdeki çaresizlik, bir duvar gibi yüzüne çarpıyor. Hiçbir kelime, hiçbir dua, hiçbir tanrı o kadına yetişememiş gibi. O an içimden sadece tek bir şey geçiyor: “İnsan olmanın bedeli bu kadar ağır mı gerçekten?”

Her figürün bir acısı var Guernica’da. At çığlık atıyor ama sesi duyulmuyor, boğa bakıyor ama anlamıyor, insanlar koşuyor ama nereye kaçacaklarını bilmiyorlar. Her şey bir karmaşa, bir kopuş, bir dağılma hali. Ama en çok da bir yitiriş var orada. Masumiyetin, inancın, sevginin, hatta insan olmanın yitimi. Picasso sanki tüm dünyanın kalbini eline almış ve onu siyah beyaz bir tuvalin üzerine sıkmış; ne renk kalmış, ne sıcaklık. Sadece donmuş bir acı.

Tabloya her baktığında içimde bir şeyler yer değiştiriyor. Kimi zaman öfke oluyor bu, kimi zaman suçluluk. Bazen de tuhaf bir sessizlik. O kadar büyük bir yıkımın içinde kayboluyorsun ki bir noktadan sonra sessiz kalmaktan başka çaren olmadığını hissediyorsun. Çünkü bazı acılar anlatılamaz. Bazı çığlıklar öyle derin yankılanır ki, sesini duyan herkes biraz eksilir. Guernica, insanı eksilten bir tablo.
Ama belki de tam bu yüzden insana dair en gerçek olan.

Ampule bakıyorsun, bir göz gibi gökyüzünden her şeyi izliyor. Belki Tanrı’nın gözüdür, belki insanın kendi yarattığı ışığın altında kaldığı karanlıktır. Ya da belki Picasso diyor ki: “Her şeye rağmen gören biri var, ama gören sustuğunda her şey ölür.” O yüzden Guernica bir tablo değil sadece, bir uyarı gibi. Bir haykırış: Unutma! Sustukça suçlusun.

Bir de o küçük çiçek… Kırık kılıcın yanındaki o solgun ama hala duran çiçek. Ne kadar ince bir ayrıntı… Her şey yıkılmışken bile, o orada, “Ben hala varım” der gibi duruyor. Umut veriyormuş gibi geliyor, ama kolay bir umut değil bu. Kırılmış, kan içinde, yorgun bir umut. Ama yine de direniyor.
Belki insanın özü budur: Her şeye rağmen yeniden filizlenebilmek. O çiçek, insanlığın kalan son parçası gibi. Belki Picasso o çiçeği bizim için oraya koydu, bize hatırlatmak, “Siz hala bir şeyleri güzelleştirebilirsiniz” demek için.

Guernica’ya uzun uzun baktığında, sadece geçmişi değil, bugünü de görüyorsun. Çünkü savaş hala var, sadece şekil değiştirmiş. Şimdi bombalar hem gökten, hem de sözlerden düşüyor. İnsanlar hala birbirine zarar veriyor; elleriyle, dilleriyle, suskunluklarıyla. Ve savaşlar hala sürüyor bombalar ve silahlarla...

Görüyorum, gördükçe  o tablo birden bana ayna oluyor. “Sen hiç birine göz yumdun mu?” diye soruyor. “O susarken sen sustun mu?” Cevap veremiyorum. Çünkü hepimiz bir noktada sustuk, hepimiz bir noktada görmezden geldik. İşte o yüzden Guernica sadece bir tablo değil, bir vicdan hesabı.

Picasso’nun fırça darbelerinde öfke yok aslında, sadece derin bir yas var. Bir insanın bir başka insana bunu yapabilmesinin yası. Bir medeniyetin kendi ruhunu öldürmesinin yası. Ve bu yas, zamanla hiç azalmıyor. Her baktığında yeniden başlıyor. Çünkü acı evrensel, acı zamansız. Guernica bize bunu hatırlatıyor: Ne kadar ilerlesek de, insanlık içindeki karanlıkla yüzleşmedikçe, hiçbir şey değişmeyecek.

Ve belki de o yüzleşme, bu tablonun tam ortasında gizli. Bir annenin çığlığında, bir atın nefesinde, bir çocuğun sessizliğinde. Hepsi bize bakıyor, hiçbirimiz yeterince bakmıyoruz. Guernica’yı izlerken insan, bir yerinden kırılıyor. Ama belki o kırılma da gerekli. Çünkü bazen kırılmadan anlayamıyoruz. Kırılmadan sevmeyi, kırılmadan yaşamı, kırılmadan barışı anlamıyoruz.

Guernica, bana her baktığımda aynı şeyi söyler: “Acıyı gör. Ama orada kalma. Onu anla, hisset ve değiştir.” İşte o yüzden bu tablo bana hep insana dair en sade, en çıplak gerçeği hatırlatır: Biz, hem yıkan hem onaran, hem ağlatan hem güldüren, hem öldüren hem yeniden dirilten varlıklarız. Ve eğer bir gün gerçekten insan olmayı başarırsak, Guernica belki o zaman sessizliğe gömülür. Ama o güne kadar… O tablo, hep konuşmaya devam edecek.

Guernica, İspanyol ressam Pablo Picasso’nun en güçlü ve çarpıcı eserlerinden biridir. 1937 yılında, İspanya İç Savaşı sırasında Guernica adlı küçük bir Bask kasabası, Nazi Almanyası’nın savaş uçakları tarafından bombalanır. Bu bombardıman, sivillerin hedef alındığı korkunç bir katliamdır. Picasso da bu olaya duyduğu öfke, acı ve insanlık adına duyduğu utançla Guernica tablosunu yapar. Tablo siyah, beyaz ve gri tonlarında, dev bir duvar resmidir. Renk yoktur, çünkü Picasso renkleri elinden çekip almıştır, geriye sadece acı kalmıştır.  Guernica, sadece bir tablo değil; bir çığlık, bir suçlama, bir tarihe düşülen tanıklıktır. Picasso’nun kendisi de şöyle demiştir: “Bu resim bir dekorasyon değildir. Bu resim, savaşa ve barbarlığa karşı bir haykırıştır.” Ve belki de, insanın kendi vicdanına tutulmuş bir aynadır.
Her baktığında sorar:

“Sen neye sessiz kaldın?”

“Kimin çığlığını duymamazlıktan geldin?”

Yasemin

Picasso


YORUMLAR

Ad

Ahmet Sorgun,3,Ayşe Filiz,7,Çizgi Roman,18,Dans,16,Deniz Bulut,12,Devin Aykalı,16,Doğan Kargı,14,Edebiyat,23,Evrim Şengel,12,Fotoğraf,9,Heykel,13,Mehmet Keskin,12,Mustafa Gören,8,Müzik,21,Resim,18,Serkan Sonakın,4,Simge Loda,11,Sinema,34,Tiyatro,12,Umut Öz,34,Yasemin,31,
ltr
item
Ahtapot: Sessizliğin Çığlığı
Sessizliğin Çığlığı
Guernica: Savaşın ve insanlık dışılığın siyah-beyaz çığlığı. Çaresizliğin, acının ve yok oluşun resmedildiği, evrensel bir vicdan hesaplaşması
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEicbuYpbqt2GNfMCt7TzprX4fZPKte20UBkfwN-am4ly9iVVrGjn-YjJViJKrS4mUEwhiNN18wnHyIBP2jDX2T-3IAN5v95QcxbtJ1vpvE69bT1qkQu-mf-T5MBl2Kb5LCP4hXm6Npjaz1zooktCODPPcnA13CDmpy6g3mY5fa2Dv6D95HAt2RKQ324qsib/w640-h422/Sessizli%C4%9Fin%20%C3%87%C4%B1%C4%9Fl%C4%B1%C4%9F%C4%B1.webp
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEicbuYpbqt2GNfMCt7TzprX4fZPKte20UBkfwN-am4ly9iVVrGjn-YjJViJKrS4mUEwhiNN18wnHyIBP2jDX2T-3IAN5v95QcxbtJ1vpvE69bT1qkQu-mf-T5MBl2Kb5LCP4hXm6Npjaz1zooktCODPPcnA13CDmpy6g3mY5fa2Dv6D95HAt2RKQ324qsib/s72-w640-c-h422/Sessizli%C4%9Fin%20%C3%87%C4%B1%C4%9Fl%C4%B1%C4%9F%C4%B1.webp
Ahtapot
https://ahtapotart.blogspot.com/2025/10/sessizligin-cigligi.html
https://ahtapotart.blogspot.com/
https://ahtapotart.blogspot.com/
https://ahtapotart.blogspot.com/2025/10/sessizligin-cigligi.html
true
1638462025907147927
UTF-8
Bütün Yazılar Yüklendi Henüz bir şey yok HEPSİNİ GÖSTER Devamını Oku Cevapla Cevabı sil Sil Ana Sayfa SAYFALAR YAZILAR Hepsini Göster ÖNERİLENLER ETİKET ARŞİV ARA TÜM YAZILAR Not found any post match with your request Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Paz Pzt Sal Çar Per Cum Cts Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara just now 1 minute ago $$1$$ minutes ago 1 hour ago $$1$$ hours ago Yesterday $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy Table of Content