--> Özgürlük, Bakışlarının Derinliğinde | Ahtapot

Özgürlük, Bakışlarının Derinliğinde

Özgürlük Heykeli: Denizden yükselen bakır bir anne. Meşalesi, insanın içindeki zincirleri kırma arzusunu simgeleyen, umudun sessiz tanığı.

Özgürlük Heykeli
Bir kadın yükselir denizin ortasında. Yeşile dönmüş bakırdan bir beden ama içinde insanlığın tüm hikayesini taşıyan bir kalp vardır sanki. Elinde tuttuğu meşale, sadece bir ateş değil, karanlığa meydan okuyan, Ben hala buradayım diyen bir nefes gibidir.

Adına Özgürlük Heykeli diyorlar. Oysa ben her baktığımda, bir heykelden çok, suskun bir tanıklık görüyorum. Bir yüz düşün: Yılların rüzgarıyla, yağmuruyla, belki de umutların ve hayal kırıklıklarının yankısıyla biçimlenmiş bir yüz. O yüzün içinde binlerce hikaye saklı. Ve her biri, özgürlük kelimesinin ne kadar kırılgan olduğunu fısıldıyor.

Bir zamanlar, gemilerle Amerika’ya gelenlerin ilk gördüğü şeymiş o. Bir anne gibi karşılıyormuş onları.
Yorgun, korkmuş, aç, ama içinde umutla yanan insanlar… Hepsi o meşalenin ışığına bakar, sanki orada yeni bir hayatın kapısını görürmüş. Ama kim bilir kaçının içinde, geçmişin zincirleri hala titriyordu? Kaçının kalbi, o karaya bastığında bile, hala uzaktaki bir ülkeye, bir sevdiğine, bir geçmişe bağlıydı

Belki de özgürlük, bir ülkeye varmak değil, bir yara ile barışmaktır. Belki insan, kendini affettiği gün özgürleşir. Çünkü zincirler her zaman dışarıda olmaz; çoğu zaman kalbimizin en derin yerine saklanır. Bir kelimeyle, bir suçlulukla, bir “keşke” ile büyür o zincir. Ve sen, ne kadar uzağa gidersen git,
kendini affedene kadar onun gölgesinden kaçamazsın.

Heykelin yüzüne uzun uzun bakarsan, bir şey hissedersin, taştan değil de derin bir sessizlikten yapılmış gibidir o. Bir anne gibi, binlerce yılın yükünü omzunda taşır. Rüzgar geçerken saçlarını okşar ama o asla kımıldamaz. Belki de o duruşun içinde dünyaya söylenmemiş bir sitem vardır. "Ben buradayım,” der gibidir, “ama siz hala birbirinizi esir alıyorsunuz.”

Kimi zaman onun meşalesine bakarım ve düşünürüm: Acaba hala umut taşıyor mu bu ateş? Yoksa sadece rüzgarın yönünü mü aydınlatıyor artık? Dünyanın dört bir yanında insanlar adalet, sevgi, barış diye haykırırken bu taş kadın ne hissediyor acaba? Belki de o da üzülüyor, çünkü özgürlüğün heykeli var ama ruhu kaybolmak üzere.

Bugün, turistler ona bakıyor, fotoğraf çekiyor, gülüyor, poz veriyor. Ama kimse durup da gözlerinin içine bakmıyor. Oysa bir bakan olsa, bir anlığına sessiz kalsa, belki orada kendi zincirini görür. Kendi korkularını, söyleyemediklerini, içinde bir yerlere bastırdığı o “ben aslında” cümlelerini.

Ben her fotoğrafına baktığımda bir yankı duyuyorum içimde: “Özgürlük verilmez. Özgürlük öğrenilir. Kendini sevmeyi, kendini savunmayı, kendine rağmen ayakta durmayı öğrenince gelir.” Belki de heykelin en büyük sırrı bu. Taştan bir bedenin bile, insana kalp verebilmesi.

Çünkü o heykel, sadece Amerika’nın değil her insanın içindeki “özgür ben”in sembolü aslında. Bir yerlerde hep var olan ama çoğu zaman korkuların, alışkanlıkların ve başkalarının beklentilerinin ardına gizlenen bir benlik. O yüzden bazen onu düşünürüm, bir gün ben de kendi içimdeki meşaleyi yakabilir miyim? Korkmadan, utanmadan, “işte benim ışığım bu” diyebilir miyim?

Özgürlük Heykeli, rüzgarın içinden bana hep aynı şeyi fısıldar: “Cesur ol. Kendine sadık ol. Yıkılsan da, yeniden kalk. Çünkü özgürlük, hiçbir ülkenin sınırında değil senin kalbinde başlar.”

Ve o an anlarım: Özgürlük aslında bir heykel değil. Bir duruş, bir nefes, bir inançtır. Kendini kandırmadan yaşamak, yalanın içinde bile kendi doğrunu aramaktır. Ve belki de en büyük özgürlük,
hiç kimseye ait olmadan ama herkese sevgiyle dokunabilmektir.

Bu taş kadının hikayesi, aslında iki ulusun dostluğuyla başlamış. Özgürlük Heykeli, Fransız halkının Amerika Birleşik Devletleri’ne 1886 yılında armağanı. Fransız heykeltıraş Frederic Auguste Bartholdi tarafından tasarlanmış, iç yapısını ise Gustave Eiffel -evet, Paris’teki meşhur Eiffel Kulesi’nin yaratıcısı- inşa etmiş. Heykelin asıl adı: “Dünyayı Aydınlatan Özgürlük” (Liberty Enlightening the World).

Heykel, Bakır kaplama bir dış yüzeye ve çelik bir iskelete sahip. Sol elinde, 4 Temmuz 1776 tarihini -Amerika’nın bağımsızlık günü- taşıyan bir kitap bulunur. Sağ elindeki meşale ise tüm insanlığa yol gösterecek ışığın sembolüdür.

New York Limanı’ndaki Liberty Island adasında yükselir. Yıllar boyunca göçmenler, Atlantik’i aşarken onu gördüklerinde “işte özgürlüğün ülkesi” derdi. Ama belki de asıl mucize, o dev kadının sadece bir ülkenin değil, insan ruhunun umudunu temsil etmesidir.

O günden bugüne, rüzgarlar yön değiştirdi, dünya çok şey unuttu. Ama Özgürlük Heykeli hala orada; sessiz, gururlu, biraz hüzünlü, ama dimdik. Ve belki de hala insanlığın kendi içindeki zincirleri kırmasını bekliyor.

Yasemin

YORUMLAR

Ad

Ahmet Sorgun,3,Ayşe Filiz,7,Çizgi Roman,18,Dans,16,Deniz Bulut,12,Devin Aykalı,16,Doğan Kargı,14,Edebiyat,23,Evrim Şengel,12,Fotoğraf,9,Heykel,13,Mehmet Keskin,12,Mustafa Gören,8,Müzik,21,Resim,18,Serkan Sonakın,4,Simge Loda,11,Sinema,34,Tiyatro,12,Umut Öz,34,Yasemin,31,
ltr
item
Ahtapot: Özgürlük, Bakışlarının Derinliğinde
Özgürlük, Bakışlarının Derinliğinde
Özgürlük Heykeli: Denizden yükselen bakır bir anne. Meşalesi, insanın içindeki zincirleri kırma arzusunu simgeleyen, umudun sessiz tanığı.
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPoWZbrf9jIL14NYWm0ODqMMRzlKRbv49ZaR68p6K-4uosODJYR574dPruKKSFSIzsYbXNaYFG9RE_XC_2ZIMg4dsRDKeYHmGlwTwClN4rYOOrXPOkqXYORXHRKyxSME3TgH5-7dXE4s6tKYivhLnN3TeFU067_H6WvrazeTYu3TVGXn7mUb4MJ8tnOjiM/w640-h422/%C3%96zg%C3%BCrl%C3%BCk,%20Bak%C4%B1%C5%9Flar%C4%B1n%C4%B1n%20Derinli%C4%9Finde.webp
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPoWZbrf9jIL14NYWm0ODqMMRzlKRbv49ZaR68p6K-4uosODJYR574dPruKKSFSIzsYbXNaYFG9RE_XC_2ZIMg4dsRDKeYHmGlwTwClN4rYOOrXPOkqXYORXHRKyxSME3TgH5-7dXE4s6tKYivhLnN3TeFU067_H6WvrazeTYu3TVGXn7mUb4MJ8tnOjiM/s72-w640-c-h422/%C3%96zg%C3%BCrl%C3%BCk,%20Bak%C4%B1%C5%9Flar%C4%B1n%C4%B1n%20Derinli%C4%9Finde.webp
Ahtapot
https://ahtapotart.blogspot.com/2025/11/ozgurluk-bakislarinin-derinliginde.html
https://ahtapotart.blogspot.com/
https://ahtapotart.blogspot.com/
https://ahtapotart.blogspot.com/2025/11/ozgurluk-bakislarinin-derinliginde.html
true
1638462025907147927
UTF-8
Bütün Yazılar Yüklendi Henüz bir şey yok HEPSİNİ GÖSTER Devamını Oku Cevapla Cevabı sil Sil Ana Sayfa SAYFALAR YAZILAR Hepsini Göster ÖNERİLENLER ETİKET ARŞİV ARA TÜM YAZILAR Not found any post match with your request Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Paz Pzt Sal Çar Per Cum Cts Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara just now 1 minute ago $$1$$ minutes ago 1 hour ago $$1$$ hours ago Yesterday $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy Table of Content